Toros Dağları'ndaki doğal buzdolabı: Köylüler ürünlerini burada saklıyor, derinliği 40 metreyi buluyor

Sıcak yaz aylarını Antalya'nın Akseki ilçesi sınırlarındaki bin 900 metre yüksekliğe sahip Çimi Yaylası'nda geçirenler, derinliği 40 metreyi bulan obrukları buzdolabı gibi kullanıyor.

Havaların ısınmasıyla Çimi Yaylası'na çıkan yöre halkı, kış ayları gelinceye kadar yaşamlarını bölgede kurdukları barakalarda sürdürüyor.Çimi Yaylası Kuyu mevkiindeki obrukların en büyüğünün derinliği, 40 metreyi buluyor.
Kış aylarında yağan kar, yazın kavurucu sıcaklarında bile obruklardan kalkmıyor. Yaylada hayvanlarını otlatan çobanlar da yaylaya gelen vatandaşlara et ve süt ürünleri satıyor. Bu ürünleri alanlar, obrukları soğuk hava deposu gibi kullanıyor. Yaylacılar elektriğin olmadığı bu noktada, gıdalarını sıcaklığın sıfır ile 5 derece arasında değiştiği derin obruklarda saklıyor. Bölgede yaşamını sürdürenler peynir, yoğurt ve tereyağı gibi gıdaları doğal serinliğin olduğu obruklarda aylarca bozulmadan muhafaza ediyor.
Çocukluğundan beri her yıl yaz aylarında Manavgat ilçesinden gelip Akseki'nin 190 metre rakımlı Çimi Yaylası'na çıkan 72 yaşındaki Hasan Arıcı, yaylaya gelen vatandaşların obruğu yaz aylarında "soğuk hava deposu" gibi kullandığını, hayvanlardan elde edilen peynir, yağ, çökelek ve yoğurt gibi ürünlerini burada saklandığını anlattı.
Kış aylarının şartlarına göre çoğu zaman obrukta eski ile yeni karın birbirine karıştığını ve hiçbir zaman bitmediğini dile getiren Arıcı, "Burada sıcaklık sıfırın altında. Toros Dağları'nda Çimi Yaylası'nda yazın 80 hanede yaşayan insanlarımız peynir, yoğurt, çökelek gibi süt ürünlerini obrukta saklar. Yani burası bir soğuk hava deposu gibidir" dedi.
Arıcı, "Obruğa bir metre genişliğinde daracık kayaların arasından inmeye başlıyorsun. Obruğa inen yerden itibaren yaklaşık 40 metre derinlik mevcuttur. Çoğu zaman kar eski kar ile yeni kar karışır. Bazı zamanlarda kar az yağarsa dibine ulaşır. Burası doğal buzdolabıdır. Yaylada yaşayan herkes buradan kar taşıyarak soğuk suyunu elde eder" diye konuştu.
Arıcı, sözlerine şu şekilde devam etti: "Mayıs ayından itibaren obruklara peynir ve yağlarımızı koymaya başlarız. Ekim, kasım ayına kadar burada durur. Yayladan dönerken herkes kendi peynirini yağını alır götürür. Kimse kimsenin peynirini, yağını almaz. Herkesin kendi malzemesi işaretlidir. Herkesin malı bellidir. Burada saklanan peynirin lezzeti tarif edilmez. Asırlardır bu geleneğimiz devam ediyor.''
Akseki ilçesi Çimi Yaylası'na çıkan ve hayvancılıkla uğraşan yörüklerden Bilal Arıcı, "Bu kar obruğu, kış ayında yağan karlar ile dolar. Yaz ayında yaylaya çıktığımızda yaylada elektrik olmadığı için bozulacak tüm gıdalarımızı burada saklarız. Bu deliklerin içerisinde bol miktarda peynir, yağ ve yoğurt saklanmaktadır. Sahibi, ihtiyacı olunca buradan çıkarıp evine götürür" dedi.
En iyi peynirin tuluma basılan peynir olduğunu dikkat çeken Arıcı, "Tulum peyniri deriye basılır. Yaklaşık 3 ay kar obruğunda bekletilir. Daha sonra pazarlara götürerek pazarlarız. Eskiden atalarımız peynirleri bu şekilde deri tulumlara basarlardı. Şimdi ise bidonlara basıyoruz. Aslında tulum peynirinin lezzeti ve kalitesi çok daha farklıdır" diye konuştu.


Haber Kaynağı